Her insanın dünyaya dair bir düşüncesi ve felsefesi mevcuttur. İnsan olarak hepimizin kendine özgü bir duruşu ve bakış açısı olması da gayet doğal bir durumdur.
Çoğu zaman başta çevremizde ki insanlar olmak üzere kitleleri bu kriterlere göre sınıflandırma yoluna gideriz.
Örnek verecek olursak, hayata dair prensipleri ve Kırmızı Çizgileri olan insanlar için Davasının Adamı veya Omurgalı birisi diye tarif eder ve methederiz.
Aksi durumlarda ise Omurgasız ve Prensipleri olmayan Civa gibi ifadeler ile ağır bir dil ile tanımlarız.
Peki, bizi bu şekilde düşünmeye ve konuşmaya iten nedir?
Neden insanları böylesi tanımlamalarla ayrıştırma yolunu seçeriz?
Bu doğru bir yöntem midir?
Bu ve benzeri onlarca soruya cevap vermek bizlerin asli sorumluluğunu oluşturmaktadır. Hakikat için konuşmak ve yazmak bunu gerektirir.
Bu nedenle bugün ve her daim kitabın ortasından konuşmaya devam edeceğiz...
Her İdeolojik Düşünce kendine özgü inanç ve felsefe üzerine inşa edilir. Her ideoloji; kurucusu olarak bilinen Dava Şuuru ve Bilincini inşa eden Lider Şahıslar omuzunda yükselir.
Bugün Marksizm dendiği vakit akla Karl Marx gelir. Milli Görüş dendiği zaman ilk akla gelen Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN gelir. Buna benzer birçok İdeolojik düşüncenin de belli isimleri anımsatması tesadüfi değildir.
İdeolojiler kurucuların omuzlarında yükselirken aynı zamanda Taraftarları tarafından geleceğe taşınır. Bu durum bizlere İdeolojilerin salt liderlerin varlığına bağlı kalmadığını da gösterir.
Ez cümle Liderler fâni yani ölümlüdürler ancak İdeolojiler Dava Şuuru sahibi insanlar tarafından kıyamete değin yaşatılmaya gayret edilir.
Bugün Türk Siyasetine damga vurmuş, Milli Görüş Hareketinde yetişmiş ERDOĞAN'IN, AK PARTİ'NİN doğuşunu da bu şekilde yorumlamak gerekir.
Bugün, Merhum ERBAKAN darı bekada. Ancak onun Davası ona inanmış insanların Elleri Üzerinde yaşatılıyor.
Liderler değişir ancak Hak Davalar Bakidir, değişmez!
Keza Dava dediğiniz Duruşunuzdur!
Bugün duruşunu değiştirenlere bir çift sözümüz olacak...
Hiç kırılmak ve darılmak yok. Oyunbozanlık kabul etmiyoruz...
Bundan yaklaşık 20-25 yıl önce yola çıkıp bugün Yol Arkadaşım dediği insanları yarı yolda bırakanlaradır sözüm!
Düne kadar bu ülkenin Köhnemiş Vesayetçi Zihniyet tarafından "Göbeğini Kaşıyan Adam" olarak tanımlanan Sözde Dava Adamları neredeler?
AK Parti'nin iktidarı döneminde Maddi Manevi kazanç sağlayan Siyaset ve İşadamları başta olmak üzere Bürokratlar ve Sivil Toplum Kuruluşları Yöneticileri nerelerdesiniz?
Anadolu'da ki deyimiyle "Yükünü Tutanlar" bir kenara çekildiler veya tedavülden kalktılar!
Mahalle Başkanı olmayacak insanlar Teşkilat Yönetiminde yer aldılar. Neden İl/İlçe Başkanı olmadık diye isyan ettiler.
Meclis Üyesi olmayacak adamlar Vekil yapıldı yine de tatmin olmadılar. Neden Bakan olmadık diye şikâyet ettiler.
Müdür olmayacak isimleri Genel/İl Müdürü yapıldı. Yine mutlu ve memnun olmadılar. Neden Daire Başkanı yapılmadık dediler.
Ancak onların bilmedikleri bir şey vardı!
AK PARTİ olmasaydı bu zatı muhteremler bu ülkede, Tırnak İçinde söylüyorum; belki de Müstahdem dahi olamazlardı!!!
İşadamı, Fabrikatör, Müteahhit daha birçok iş ve meslek kolları için de bu söylediğim ifadeler geçerli!
Liyakat Sahibi olmasına rağmen bir kenarda unutulan ve yıllarca ihmal edilen, Sessiz Çoğunluğa ne diyeceksiniz? Sizden önce onların sırt çevirmeleri gerekmiyor mu?
Tam aksine bu Sessiz Kitle ölümüne Davalarının Avukatlığını yapıyorlar!
Kimse alınmasın veya kırılmasın demiyorum. Tam aksine herkes alınsın ve gerekiyorsa bu söylediklerimden ve de rahatsız olsunlar!
Daha düne kadar 3 kişi bir araya gelip Allah'ın ismini zikredemezken bugün tamda olması gerektiği gibi Kur'an-ı Kerim ve Sier dersleri Devletimizin resmi kurumlarında seçmeli ders olarak veriliyor. Bu ve benzeri onlarca kazanımlar kolay mı sağlandı?
Daha dün adını ne koyarsanız koyun, ister İslâm ister Hak ister Millî Görüş deyin Dava Adamı olduğunu iddia edenler neredesiniz?
Davalar müntesiplerinin elleri üzerinde taşınır. Ne oldu sahi bitti mi Dava ile işiniz? Yoksa sizde erken yorulanlardan mısınız?
Bu yorgunluk, bu tembellik, bu miskinlik ve bu acziyet neden?
Filistin'de huzur vuku buldu da haberimiz mi yok?
İslâm Coğrafyasında yaşanan zulümler bitti mi?
Amel defterimiz sağ tarafımızdan teslim edildi de haberimiz mi yok?
Hep şikayet hep mazeret ve hep muhalefet...
Bugün Millet olarak en çok birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bir zamandan geçiyoruz.
Farkında mısınız Çoluk Çocuk Kadın Bombalarla Yanarak veya Açlıktan öldürülüyor...
Sizler Samimi Dava İnsanları, Er Meydanını kimlere bıraktığınızın farkında mısınız?
Tabiat boşluk kabul etmez Efendiler. Bu yüzden, sizin boş bıraktığınız mecralara dolduran Ruhsuzların doğal olarak Filistin gibi bir dertleri olmuyor.
Ben haddini aşmamaya özen gösteren biri olarak bilirim ki, Müslüman Küsmez, Davasına Sırt çevirmez!
Sizler kenara çekilip gittiğiniz günden beri Meydan maalesef çıkarcı, menfaat sahibi muhteris kimselere kaldı. Tablo kötü ise kendinize de pay biçebilirsiniz.
Ve unutmayın ki her İnancın bir de hesap çizelgesi vardır. Sizler Hak bildiğiniz Davanıza sırt çevirip yüz üstü sahipsiz bırakırsanız emin olunuz ki bunun vebali ve hesabı yine sizlerin hayatları üzerinde olacaktır.
Okçular Tepesini bizlere nasihat minvalinde ders olarak anlatan büyüklerimize sesleniyorum.
Ne Dava sizsiz olur, ne de Sizler bu Hak Davadan ayrı olursunuz. Vebalin ne denli büyük olduğunu sizler bizlerden daha iyi bilirsiniz.
Rabbim birliğimizi ve dirliğimizi daim etsin inşallah!
Selâm ve Dua İle...