
Korkut Daban13 Makale
MEZUNİYET TÖRENLERİ
Eğitim Sektöründe çeyrek asrı devirmiş bir Eğitim Danışmanı olarak uzun yıllardır bir konu üzerinde tartışmayı alışkanlık haline getirdik diyebilirim.
Oysa Türkiye gibi bir ülkede Eğitim Alanında asırlık sorunlar henüz çözülmemişken Mezuniyet Törenleri denilen garip bir konuyu tartışmak gerçekten traji komik bir durum oluşturuyor.
Durun hemen önyargılı olmayın!
Bizim zamanımızda Mezuniyet Mi Vardı? Diye başlayan cümleler kurmayacağım1
Aksine meseleyi ajite etmeden objektif olarak değerlendirmeye çalışacağım.
Son yıllarda Kapitalizmin yoğun baskısı altında kalan toplumların sosyokültürel anlamda ne denli sömürüldüğüne ve yozlaştığına canlı bir şekilde tanık oluyoruz.
Öyle ki; Aile denilen kutsal müessesenin yönetimi ve kontrolü artık görünmez bir gücün eline geçmişti. Sözde Modernleşme adı altında Kültür Emperyalizm adeta toplumun temeline dinamit koymaktaydı.
Ataerkil Toplum yapısından Anaerkil Toplum yapısına geçmekle kalmayıp son dönemde artık Medyaerkil diyebileceğimiz ne idiği belirsiz bir hale gelmiştir.
Büyük Aile modeli yerini Çekirdek Aileye bırakmakla kalmayıp Anne ve Baba figürü adeta yok hükmüne gelmiştir.
Özellikle Büyük Aile modelinde örnek teşkil eden Ebeveynler olmadığı için Disiplin ve Denetimden yoksun bireylerin yetişmesine sebep olmuştur.
Değişen Dünya düzeninde muhakkak teknoloji ve internet tabanlı iletişimin yaygınlaşmasıyla birlikte Toplumsal Dönüşümün kaçınılmaz olduğu bir gerçektir.
Ancak bu Toplumsal Dönüşüm toplumun menfaatleri yönünde olursa anlamlı olur. Aksi takdirde bugün karşı karşıya kaldığımız Mezuniyet Törenleriyle karşı karşıya kaldık.
Henüz Anaokulu çağında ki çocuklara Mezuniyet adı altında abartılı organizasyonlar yapmak akıl karı değildir. Özel hayatta zaten her konuyu bahane ederek kutlama yapan toplumdan yana beklentiler her geçen gün artmaktadır.
Abartılı Evlilik Teklifleri ve Doğum Günü kutlamaları artık çok sıradan bir hale gelmişti. Dahası anne karnında ki çocuğa Cinsiyet Belirleme adı altında akla sığmayacak etkinlikler artık başını alıp gitmekteydi.
Aklıselim birinin çıkıp ne yapıyorsunuz? Demesi gerekiyordu. Freni patlamış kamyon misali yokuş aşağı giden bir toplumla karşı karşıya idik.
Bir tarafta her fırsatta kutlama yapmaya alışmış bir toplum varken diğer tarafta ise işsizlik ve istihdam şikayeti vardı.
Toplum, çalışmadan, emek etmeden dahası hiçbir şey üretmeden sürekli beklenti içerisinde oluyordu. Bu durum gereksiz bir şekilde Toplumsal sıkışıklık oluşmasına neden oluyordu.
Hiçbir başarı ortaya koymamış deyim yerindeyse rüştünü ispat edecek bir girişimde bulunmamış bireylerin bu gereksiz kutlamalar nedeniyle adeta psikolojisi alt üst olmaktaydı.
Herhangi bir mesleki yetkinlik veya beceri sahibi olmayan gençlerin mezun olmaktan başka bir vasfının olmayışı onların potansiyel birer işsiz olmalarının da önünü açıyordu.
Bu nedenle son yıllarda Mezuniyet Törenleri okullar için olmazsa olmaz bir hal almıştı. Henüz Anaokulu aşamasında ki öğrenciler abartılı Mezuniyet Törenleri resmen baş döndürüyordu.
Tüm bu abartılı Mezuniyet Törenlerine karşılık İmam Hatip Okullarında yapılan mütevazı merasimler adeta sönük geçiyor ve yok hükmünde sayılıyordu.
Hatta birçok İmam Hatip Okulları bu törenleri İsrail Soykırımını telin ve protesto için fırsata çeviriyordu.
Hatta bazı İmam Hatipler ise Kuran ve Sünnete uygun yeminler içeren gönüllere su serpen davranışlar sergiliyorlardı.
Böylesi bir ortamda üstat Abdurrahman DİLİPAK tarafından Adananın en güzide okullarından birisi olan Hümeyra Ökten Proje İmam Hatip Okulu Ortaokul kısmında ki ergen kızları eleştirmesi pekte şık olmadı.
Bir dip not düşmek istiyorum. Adana’nın en başarılı üç beş okulundan birisi olan bu kurumun sınavla öğrenci aldığını unutmamak lazım. Bu nedenle sadece Muhafazakar Veli profilleri değil farklı dünya görüşlerine sahip Ailelerin çocukları da bu okulda eğitim alıyorlar.
Ayrıca Hümeyra Ökten Proje İmam Hatip Okulu, Akademik Eğitimde ki başarılarının yanı sıra Bilimsel, Teknolojik ve Sanatsal alanlarda da ciddi başarılara imza atan herkesin imrenerek baktığı bir Eğitim Kurumu haline geldi.
Muhtemelen bu okulla ilgili münferit rahatsızlık yaşayan birileri Mezuniyet Töreninde ki görüntüleri DİLİPAK’A göndermek suretiyle resmen manipülasyon yaptılar. Maalesef belli ki üstat DİLİPAK çok fazla araştırmadan kendisine gelen bu bilgi notunu sorgulamadan kamuoyuna sundu.
Deyim yerindeyse tuzağa düştü diyebiliriz! Muhtemelen bu saatten sonra kendisine bu gereksiz bilgiyi sunan sözde arkadaşının notunu vermiştir.
O yüzden diyorum ki bu bir Enformasyon Kazası veya Bilgi Kirliliğinden kaynaklandı. Yoksa Abdurrahman DİLİPAK gibi bir ismin Adana’da bir ortaokulun Mezuniyet Töreninde ki durumdan nasıl haberi olsun.
Bu vesileyle de başta en yakın çevremiz olmak üzere bize aktarılan her türlü bilgi ve belgeyi en az birkaç farklı kaynaktan onaylatmadan kamuoyu ile paylaşmamak lazım. Aksi takdirde hem telafisi olmayan yanlışlara imza attığımız gibi ağır bir vebal ve Allah korusun Kul Hakkı ile karşı karşıya kalabiliriz.
Selam ve Dua İle...

Yeni Site Tasarımız Nasıl Olmuş?